United States of America

United States of America

24 Ağustos 2012 Cuma

New York; Yapmadan Dönmeyin!


Yapmadan Dönmeyin;

Central Park
Empire State Building
Manhattan’da bu yapılması gerekenler kişiden kişiye değişiklik göstermez. Bu şehirde her New York’lu turistin yapması gereken şeyler aynıdır. Bunların başında Penn Station da bulunan Madison Square Garden gelmektedir. Aslında başında sayılmaz ama Manhattan’a giriş noktanız Penn Station ise çıkış noktanız burası olmaktadır. Ben Madison Square Garden’ı görünce aklıma, başrollerini Russel Crowe’nin oynadığı 2005 yapımı Cindirella Man isimli film geliyor. Gitmeden önce araştırmama rağmen bize uygun herhangi bir aktivite bulamadım. Penn Station merdivenlerinden çıkınca sizi karşılayan 10. Cadde Times Square davet etse de siz aldırış etmeyin ve solunuzda ki 34. Caddeyi başınızı yukarı kaldırarak takip edin. Birkaç blok sonra sizi King Kong karşılayacaktır Empire State’in çatısında. Önünde ki duvarında yazıyor olmasa inanmazsının Empire State olduğuna. Ancak içine girince karşılaştığınız lobi size hoş geldin diyor. Onun dışında bir heyecan yok burada, yukarı seyir katına çıkmak isterseniz buyurun ama tavsiyem Rockfeller Binası’na gidip onun seyir katına çıkmanız ve “Heh şimdi işte orda Empire State” demeniz…


Disney Store

M&M World
Empire State binasından çıkıp sola doğru başlayın yürümeye gökdelenlerin gölgesinde. Amerikalı ifadesi ile yine birkaç blok yürüdükten sonra artan kalabalık size Times Square’ye yaklaştığınızı anlamanıza yardımcı olacaktır. Fazla abartmaya gerek yok işte ordasınız reklamları izleyin resim çekin, Toys R us’a atın kendinizi. Çocuk olmayı dileyeceğiniz yerlerden biri, bu üç katlı oyuncak dünyası çok hoşunuza gidecek. İlgilenenler için küçük bir not, Star Wars ve benzeri figürler Target, Wallmart gibi yerlerde aynı fiyat. Aynı kaldırımda Kuzeye yani Central Park’a doğru yürümeye devam edin, Times Square meydanından ayrılmadan önce Disney Store ile karşılaşacaksınız. Eğlence burada da devam ediyor, ToysR us’ta ulaştığınız çocukluğunuzdan çıkmadan atın kendinizi içeri. Süper kahramanlara ait figürler kostümler oyuncaklar… Central Park’a ulaşana kadar çocukluktan çıkmak yok. Eğer sizde benim gibi M&M hastası iseniz, sizi büyük bir sürpriz bekliyor. Disney Store’dan çıkınca karşı kaldırıma geçin çünkü m&m world mağazasını yolun karşısında görünce çılgına dönebilir ve bir New York’lu sürücü tarafından ezilebilirsiniz. Şaka bir yana Times Square’den ayrıldıktan sonra sağınızda kocaman bir dönen m&m ile karşılaşacaksınız. Harika bir his çünkü içeride daha önce görmediğiniz çeşit m&m şekerleme ile yüzleşeceksiniz. Farklı çeşit isterseniz kendinizin için ortaya karışık şekerleme yapabilirsiniz. Benim tercihim Target yada benzeri bir marketten en büyük olan party size paketinden almak olur. Bırakın Türkiye’yi havalimanında bile o fiyatlara almanız mümkün değil. Neyse devam edelim yolumuza, içeride yediğiniz şekerlerin arttırdığı mutluluk duygusuyla binaların gölgesiyle yürümeye devam ederken karşıdan Central Park’ın bir ucunu görmeye başlıyorsunuz. Bu şehirde ki en güzel ve New York’u en iyi anlamanız sağlayan yer burası. Şehrin karmaşasında yaşayan New York’luların yaşam tarzını anlatan bir şiir gibi burası. Parklarda oynayan çocukların gürültüsü şehrin içinde sizi bambaşka bir yere götürüyor, ağaçların arasında görülen binalar farklıyüzlerini gösteriyor. Bu şehirde yapılması gerekenlerin başında “Central Park’ta Piknik Yapmak” geliyor. Dalga geçmiyorum, yola çıkarken yanınıza biraz kuruyemiş almayı unutmayın, uçakta size dağıtılan küçük pikeleri ve yastıklarıatın sırt çantanıza, Target’tan “Baby Carrot”, birbirinden güzel sandviç ekmeklerinden ve yanına krem peynir, cips ve özel sosunu, ne içmek istiyorsanız onu alın ve bir tam gününüzü Central Park’ta sincaplarla birlikte piknik için ayırın.
 
Central Park

Yankee & Red Sox Beyzbol Maçı
Eğer şanslıysanız Yankee Beyzbol maçına gidebilirsiniz. Seyahat programınıza göre internette yapacağınız küçük bir araştırma ile size uygun tarihlerde herhangi bir maç var mı bulabilirsiniz. (www.ticketmaster.com) Sanırım ben çok istemişim ve şansıma beysbol tarihinin en önemli iki takımının derbisi vardı; Yankee & Red Sox…  Yankee Stadium’a ulaşmak metro ile çok kolay tek hat üzerinden ulaşabiliyorsunuz. Maçın derbi olmasından mı bilmem ama ambiyans müthişti. Amerikan romantik komedi filmlerinde karşılaştığım o sahneyi bizzat yaşamak gerçekten harika. Fanatizm farklı bir boyutta tabi, iki takımın taraftarları da aynı tribünü paylaşabiliyor. New York’u gezmeye gelen biri olarak tabi ki takımım Yankee olacaktı ve maç öncesi en azından bir şapkamız olsun istedim. Stad içinde Yankee orijinal ürünlerinin satıldığı bir mağaza var. Buradan yanınızda hatıra olarak götürmek isteyeceğiniz bir çok şey bulabilirsiniz. Sosisli ve patlamış mısırınızı alarak size ayrılan yerden maçı keyifle izleyebilirsiniz. Bu elemanlar heryerde ve her konuda olduğu gibi şov yapmayıçok seviyorlar. Sanki play station oynundaymışcasına, buraya dikkat edin, hd görüntü kalitesine sahip devasa skor board var ve maç öncesi röportajları,oyuncuları ve oyuncuların özelliklerini gösteriyorlar. Neyse maçın sonucu Yankee’ler kazandı ama bence centilmenlik kazandı. Dönüş yine kolay tek bir metro ile Times Square yada Penn Station’a ulaşabilirsiniz. Gelelim Broadway Köprüsü’ne… Size tavsiyem Penn Station yada Times Square’den Broadway Köprüsü’ne yürümeyin, çünkü zaten köprünün ortasına ulaşmak için yürüyeceksiniz. Bu nedenle köprünün keyfini ayak ağrısına bırakmamak için metro ile ulaşın. Köprünün üzerine ve manzarasına ulaşabilmek için uzun ince bir yolda yürüyoruz, bisiklet yolu yanınızda ihlal etmeyin… Köprü’de ne mi var? Adının ve yapıldığı tarihin yazdığı plaka var J Ufaktan ve uzaktan bir Manhattan manzarası, o da Empire State görüldüğü için… Üşenmek yok oraya kadar gitmişken tabana kuvvet.
Brooklyn Bridge
Köprüden ayrılınca sola doğru takip eden Water St. Birkaç blok takip edin, sağ tarafınız Financial District’e yani Wall St.’e ulaşacaksınız. Bir uçta siz önünüz Wall St. Ve karşınızda Dünya Ticaret Merkezi… Eğer Wall Street olaylarının olduğu zaman takip ettiyseniz yaşanan olayları gözünüzde canlandırabilirsiniz. Çünkü beni çok etkilemişti. Günlerce süren protestoları ve şikayetlerini dile getirme tarzları gerçekten etkileyiciydi. Bu protestonun asıl nedeni ülkenin Wall St. Kaynaklı1929 yılında yaşamış olduğu Büyük Buhran… Bütün Dünya’yı etkileyen bu kriz, bölgeye adım attığınızda içinizi bunaltan gökdelenlerin gölgeleri gibi kaplamışülkeyi ve dünyayı. Gezerken oralarda aman ne var işte borsanın ve büyükşirketlerin olduğu binalar olarak düşünmeyin diye kısaca özetlemekte yarar var. Yerküre 1. Dünya Savaşı ile çalkalanmaya başlarken ekonomik daralma, Amerika’nın lokomotifi görevini gören Manhattan’da batma tehlikesi ile karşı karşıya gelenşirketlerin birbirleri ile birleşmeleriyle sektörel tekelleşmelere neden olur. Bu noktada sıkıntı baş göstermeye başlarken, 1. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte Amerka, Almanya ve İngiltere’den savaş tazminatı talep etmektedir. Bu noktada savaşı verdiği kredilerle destekleyen yönetim, Almanya’nın para basarak savaş tazminatını ödemesini kabul etmemiş bu nedenle tazminatları altın olarak talep etmiştir. Malum altın rezervlerinde ki sıkıntı nedeniyle tazminatlar ödenememiş, Amerika Hükümeti tazminatlarını ödeyebilmesi için karşıülkelere kredi vermeye devam etmiştir. İşte işin özeti bu aslında, bundan dolayı ülkede çok büyük bir kriz yaşanmaştır. Sadece bilmenizi istedim, paraya parayla ve parayla dünyaya hükmeden caddelerde dolaşıyorsunuz.

Bu ülkede yaşamadığım için siyasi yönünü ya da etkileri bilmiyorum ama Avrupa’da karşılaştığım eylemler ile karşılaştırdığım zaman bu insanların duyarsız olmadığını ve seslerini duyurma biçimleri etkilemişti beni. Neyse konudan çok saptık ve bu yazıların sosyalist bir propagandaya dönüşmeden geçiyorum J
Sırada ise World Trade Center var. Şimdi ise bölgede yerine yeni inşa edilen ticaret merkezini görebilirsiniz. Her zaman dünyanın herhangi bir noktasına gitmeden önce yaptığım bir şey var. O da seyahat edeceğim yerin önceden inetrnette videosunu bulup izlemek. Çünkü televizyonda bir filmde, belgeselde yada youtube da bir video da gideceğiniz yeri izlemek ile canlı çıplak gözle görmek arasında ki farkın vermiş olduğu hissi seviyorum. Dünya Ticaret Merkezi’de bu hissin yoğun olarak karşıma çıktığı yerlerden biri. Çünkü yaşanan trajedi ve olay böyle bir yerde inanılmaz. Biraz çizgi filmvari gelebilir ama dünyanın seyrini değiştirmiş bir olayın, bu çok tarihi bir olayda olabilir yakın tarihte yaşanmışta, o olayın yaşandığı yerin merkezinde olduğum zaman gözlerimi kapatıp o anı canlandırmaya ve yaşamaya çalışıyorum. Hissettiğim duygu; bana dünyanın bambaşka bir noktasında olduğumu anlatıp mutlu olmamı, burada olup buralarıgörebildiğim için kendimi şanslı hissetmemi, ve gözlerimi kapatıp hayalini kurduğum yaşanmışlığı hissettiğimde heyecanlanmamı sağlıyor. Dediğim gibi bu mişli geçmiş zamanda yapılmış olan piramitleri gördüğümde de, hergün televizyonda yada sinemada izlediğimiz filmlerin çekildiği Universal Stüdyolarının içerisinde gezerken de hissetiğim bir duygu. Keşfetmek gerçekten başka bir duygu. Dönüyoruz Manhattan’ı keşfetmeye… Özgürlük Heykeli görülmesi gereken yerlerden biri ve rotamız bu miladi simgeye. Burayı görmek için iki alternatifiniz var. Ya seyahati planlarken Wall St. Aşağısında bulunan Batery Park’ta yani South Ferry gölgesinde bulunan ama belli günlerde ve saatler de kalkan tur gemilerine yetişmeniz yada –tavsiyem budur – Penn Station da yada Times Square’de hop on hop off otobüs turlarını satan elemanlardan Ferry turunu yani bot turunu satın almanız. Hem Times Square yakın hem de daha rahat ulaşabilirsiniz. New York’u gece uzaktan görmek istiyorsanız Özgürlük Heykeli’ni görmek için seçeceğiniz saat güneşin batmasına yakın olsun. Bu sayede hava kararmadan Özgürlük Heykeli’ni görebilir dönüş yolunda ise hava kararmış olur ve uyumayan şehri ışıklarında seyredebilirsiniz. Bir taşla iki kuş vurun.

 
Broadway şovlarına gelince, Elton John müzikleri eşliğinde Andile Gumbi’li The Lion King; Benny Anderson müziği eşliğinde Judy Mclane ve Christy Altomare’li Mamma Mia!; Andrew Lloyd Webber müziği eşliğinde Ricky Martin’li Evita; John Kander müzikleri eşliğinde Amy Spanger’lı Chicago, izleyebileceğiniz birbirinden mükemmel Broadwayşovlarından bazıları. Bilet fiyatları 35$’dan başlıyor. Tavsiyem biletler için aceleci davranmamanız, şhov öncesi kalan biletleri Time Square’de bulunan gazete bayilerinde uygun fiyata temin edebilirsiniz.
Adrenalin sevenleri unutmadım, özellikle roller coaster hastaları için mükemmel bir yer var ve heyecanın adı; Six Flags Great Adventure & Wild Safari… Dünyanın en hızlı ve en piskopat (bağışlayın, açıklayıcı başka kelime gelmiyor aklıma) roller coaster’ına binmek için hazır olun. 200 Km hıza 3.5 saniyede çıkan ve 90 derece açıyla 120 metre yukarı çıkaran King da Ka ve El Toro adlı hızlıtrenlere merhaba deyin. Dünyanın birçok yerinde bu adrenalin canavarlarınıziyaret etme fırsatı buldum, Barcelona yakınında bulunan Port Adventura’da ki Frius Baco ve Six Flag’ta bulunan bu iki canavar favorilerim arasındadır. Bir tam gününüzü geçirebileceğiniz bu macera dolu yeri keyifle yaşamalısınız. Adresi nette bulmanız kolay, gps haritanızda mutlaka vardır, araba kiraladıysanız ulaşmak gayet kolay, üstelik Jackson Premium Outlet çok yakınında aynı gün içerisinde hem alışveriş hem eğlence… http://www.sixflags.com/national/index.aspx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder